DİYARBAKIR — İsveç Süper
Liginde mücadele eden Dal Kurd Futbol takımının yeni transfer kalecisi, oyunu
kadar hayat hikayesiyle de kendinden söz ettiriyor. Adı Abdulaziz
Demircan. Diyarbakırlı yoksul bir ailenin çocuğu olan Demircan, şimdi Avrupa’da
top oynuyor.
Abdulaziz Demircan 8 çocuklu yoksul bir ailenin
ortanca çocuğu. Hayatı Diyarbakır’ın İplik köyünde başlamış. Babası başkalarını
toprağını ekip biçiyor. O da her köy çocuğu gibi zaman buldukça top peşinde
koşuyor. Köylerinin toprak sahasında başlayan ve şimdilerde
İsveç Süper Ligi Allsvenskan’a uzanan futbol yaşamı,
bir tesadüfle başlamış. Bir gün köyde düzenlenen futbol maçının ardından, aynı
takımda oynayan amcası ve babası onu kaleye koymuş. Atılan şutların çoğunu
kurtaran 11 yaşındaki Abdulaziz, amatör takımda kaleci olan babasının dikkatini
çekmiş.
Amerikanın
Sesi haber sitesinde yer alan haberde, Oğlunun yeteneğini fark eden baba,
Abdulaziz’i yaz okuluna göndermiş.
Ancak okul
paralı olduğu için kısa sürede bırakmak zorunda kalmış. Ancak Abdulaziz
gizlice Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi DİSKİ sporun elemelerine adını
yazdırmış. Elemelere 500 kişinin katıldığını görünce umudu kırılmış. Fakat o
sırada kalecinin eli kırılınca, kaleye geçmiş. Kurtardığı goller yöneticilerin
dikkatini çekmiş.
Böylece
futbol macerası başlayan Demircan, spor yaşamı parasızlıktan kesintiye uğradı.
Hayat hikayesini, ailesini ziyaret
etmek için geldiği Diyarbakır’da Amerika’nın Sesi’ne anlatan Demircan,”Futbol
maceram böyle başladı ama devam edemedim. 6 TL lisans parası istediler, verecek
imkanımız yoktu.Gidecek imkanım da yoktu.Evimiz İplik köyünde,saha 7 km
ötedeydi.
Bir gün annemle minibüste giderken
hoca beni gördü ve neden gelmediğimi sordu. Annem ‘imkanımız yok
gönderemiyoruz’ dedi. Bunun üzerine hoca lisans paramı ve yol parası verdi
böylece devam ettim ”dedi.
Lisanslı spor hayatına Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi DİSKİ Spor’da başlayan Demircan,tam 9 yıl bu takımda oynadı. Bu sırada Sivasspor’un seçmeleri olduğunu öğrenen Demircan, seçmelere katılma kararı aldı. Seçmeler için bankaya para yatırılması gerekiyordu. Babası bir yerden borç ederek parayı yatırdı. Amcası da kredi kartıyla uçak bileti aldı. Hayatında köyünün dışına çıkmayan Demircan, heyecanla İstanbul’un yolunu tuttu. Bir tanıdığının yardımıyla seçmelerin yapıldığı stada giden Demircan, o günü şöyle anlatıyor; “Baktım bin 500 kişi gelmiş. Geldiğim gibi geri gideceğim diye düşündüm. Sırayla başladılar seçmelere 91 doğumluyum,yaş kategorim geldi beni oynatmadılar. Beni en son 87 doğumlularla birlikte kaleye soktular.
Herkes yakınlarıyla gelmişti ben tek
başıma, onlara baktıkça gözlerim doldu.15 dakika oynadım.
Hoca dedi ‘Git Diyarbakır’dan
eşyalarını topla gel.’ Milli takımın hocası gelmişti, beni çağırdı
‘Ben burada olduğum sürece senin
sırtın yere gelmez dedi.
Ancak takımın gitmem izin vermedi.
Bir yıl sonra lisansımı verdiler.”
Demircan için yeni bir hayat başlamıştı. Sivas, Karabük, Kayseri ve Konyaspor takımlarında oynayan Demircan, Milli takımda da İtalya, Slovenya ve İngiltere’ye karşı oynadı.Beşiktaş, Galatasaray veya Fenerbahçe’de oynama hayali kuran
Demircan için yeni bir hayat başlamıştı. Sivas, Karabük, Kayseri ve Konyaspor takımlarında oynayan Demircan, Milli takımda da İtalya, Slovenya ve İngiltere’ye karşı oynadı.Beşiktaş, Galatasaray veya Fenerbahçe’de oynama hayali kuran
Demircan bu sırada hiç aklında
olmayan bir yerden teklif aldı; İsveç’te Kürt bir aile tarafından kurulan Dal
Kurd Takımından.13 yıl önce kurulan takım geçen yıl İsveç’in Süper Ligi
Allsvenskan’a kadar yükselmişti. Kürt olmasına rağmen oynadığı takımlarda hiç
sıkıntı yaşamadığını söyleyen Demircan, Dal Kurd’e transfer olduktan sonra
sıkıntı yaşamaya başlamış. Demircan, “Dal Kurd’u terörist takımı olarak
gördükleri için sıkıntı yaşadım. Sosyal medya hesabımı kapatmak zorunda kaldım.
Çok tepki çektim. İlk imza attığım zaman sosyal medyadan paylaştıklarında çok
tepkiler geldi ”dedi.Tepkilerin nedeni, takımın logosunun IKYB bayrağını
andırması.
İlk zamanlarda soğuklar nedeniyle uyum sorunu yaşadığını söyleyen Demircan, zamanla alıştığını söyledi.Avrupa’da oynamanın kelimelerle tarif edilemeyeceğini anlatan Demircan,“Ben ilk başladığımda hayatımızı geçindirmek için tarlada çalışıyorduk.Herkes ellerimle dalga geçer büyük diye ama kürek tutmaktan büyüdü.Küçük yaşta tarlada çalıştık. Para bulamadığım için yürüyerek antrenmanlara gittik.Tuhaf bir duygu ama gurur verici” diye konuştu.
Türkiye’ye döndüğünde takım bulamayabileceğini söyleyen Demircan, hayalinin milli takımda oynamak olduğunu söyledi. Şimdiye kadar birçok ünlü futbolcuya karşı oynadığını söyleyen Demircan, idolünün Bayern Münich kalecisi Manuel Neuer olduğunu ifade etti.Demircan konuşma sırasında eşinin de İsveçli olduğunu söylüyor.Yeni tanıştığını sanıyoruz ama tanışma hikayeleri de ilgi çekici.Eşiyle Antalya’da tanışmış ama tatil yaparken değil. Amatör futbolcuyken yaz aylarında çalışmaya gittiği otelde tanışıp yıllar sonra evlenmişler.Dal Kurd’u tercih etmesinin bir sebebi de eşi olduğunu söylüyor.
Siyasetten uzak durmaya çalıştığını ifade eden Demircan, futbol nedeniyle okulu bırakmak zorunda kalmış. Kardeşlerinin eğitimsiz kalmaması için onları özel okula gönderiyor.Babası ve kendisinden sonra, küçük kardeşi de kaleci olmuş. Kardeşi Mehmet Salih Amed Spor'da oynuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder